Учебное пособие состоит из упражнения на чтение, аудирование и перевод оригинала турецкого романа, адаптированного по методике (C) Лингвистический Реаниматор, с турецкого языка на русский; и контрольного упражнения на перевод и пересказ неадаптированного турецкого варианта этого же романа. Пособие содержит 1 154 турецких слова и идиомы. Рекомендуется широкому кругу лиц, изучающих турецкий язык на уровнях А2 - С2.
Fakat niçin bunları bu kadar ince düşündüğüm halde bir türlü kendimi hadiselere uyduramıyordum? Niçin hayatta önüme çıkan her yeni yola adım atmaktan bu kadar çekiniyor, her yaklaşan insanı, bana fenalık etmeye geliyormuş gibi, endişe ile karşılıyordum? Bazan kendimi bir müddet için unuttuğum, bir insanda kendime yakın taraflar bulduğum oluyordu. Fakat kafama, çıkmaz bir şekilde yerleşmiş olan o korkunç hüküm, derhal kendini gösteriyor; «Unutma, unutma, unutma ki, o sana daha yakındı… Buna rağmen böyle yaptı…» diye beni hakikate davet ediyordu. Herhangi bir kimsenin bana bir adıma kadar yaklaştığını görüp ümitlere düşsem, hemen kendimi topluyor: «Hayır, hayır, o bana daha çok yaklaşmıştı… Aramızda artık mesafe bile kalmamıştı… Fakat işte, sonu!» diyordum. İnanmamak, inanamamak… Bunun ne kadar korkunç olduğunu her gün, her an hissediyordum. Bu histen kurtulmak için yaptığım bütün hamleler boşa çıktı… Evlendim… Daha o gün, karımın bana herkesten daha uzak olduğunu anladım. Çocuklarım oldu…
Karımdan, çocuklarımdan, alelumum ev halkından fazla bir alaka gördüğüm yoktu; fakat bunu beklemeye hakkım olmadığını da biliyordum. Berlin’de, o garip yılbaşı gününde ilk defa olarak duyduğum lüzumsuzluk hissi bende tamamen yerleşmişti. Benim bu insanlara ne lüzumum vardı? Beş on kuruş ekmek parası için bana tahammül edilebilir miydi? İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtılar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, «birtakım yabancılar beslemek» ti.
İnsanlara kızmama imkân yoktu (я не мог сердиться на людей), çünkü (потому что) insanların en kıymetlisi (самый драгоценный из людей), en iyisi (самый лучший), en sevgilisi (самый любимый) bana (мне) en büyük (величайшее) kötülüğü (зло) etmişti (причинил); diğerlerinden (от других) başka bir şey (чего-либо другого) beklenebilir miydi (можно ли было ожидать)?
С помощью данной методики человек, никогда ранее не изучавший английский / испанский / турецкий язык и не имеющий никакого словарного запаса имеет возможность уже на первом занятии приступить к упражнениям по переводу с русского языка на иностранный или с иностранного языка на русский.
Karımdan, çocuklarımdan, alelumum ev halkından fazla bir alaka gördüğüm yoktu; fakat bunu beklemeye hakkım olmadığını da biliyordum. Berlin’de, o garip yılbaşı gününde ilk defa olarak duyduğum lüzumsuzluk hissi bende tamamen yerleşmişti. Benim bu insanlara ne lüzumum vardı? Beş on kuruş ekmek parası için bana tahammül edilebilir miydi? İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtılar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, «birtakım yabancılar beslemek» ti.